Kayıtlar

Temmuz, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İNANÇ İÇGÜDÜSÜ_BİLİNÇLİ İNANÇ ve BİLİM 4

Şimdi de gen teknolojisi üzerindeki buluşları ile ödül alan bir Japon bilim adamına kulak verelim. “Geçmişte, insanların sözünü ettiği kendilerinden üstün bir varlık ya da gücün ne anlama geldiğini kavramakta zorlanırdım. Bu güce kimileri “Tanrı” der, kimileri de “Buda”. Onun yarattıklarının sadece bir parçası olan genleri incelemeye başladıktan sonra ise, varlığını sezdim ve bu varlıktan derinden etkilendim. Kişinin kendisini gerçek anlamda dizginlemesi, “Büyük bir şey”in varlığını bilmesi ve onun gelişmemize yardım edeceğinin farkında olmasıyla mümkündür.” “Dünyamızın ahenginin arkasında daha “büyük” bir şey olmalıdır. Birçokları bu kavramı “ Tanrı” sözcüğüyle tanımlamayı tercih ederler. Bir bilim insanı olarak ben, onu “Büyük bir şey” olarak adlandırıyorum. Gözle görülemez ve diğer duyularımızla da kolayca algılanamaz olmasına karşın, yaşam bilimleri alanında çalıştığım için ben onun varlığının kuvvetle farkındayım. Genetik şifrenin kırılması gerçekten de olağanüstü bir be...

İNANÇ İÇGÜDÜSÜ_BİLİNÇLİ İNANÇ ve BİLİM 4

İşte idraki mümkün olamayacak en küçük enerji parçacığı diyebileceğimiz SER yukarıda Ezoterik bilgilerden istifade ile ifade etmeye çalıştığımız şekilde oluşturduğu kütlelerle ve hızı azalarak yoğunlaştıkça ATOM halinde varlığın yapı taşlarına dönüşür. Görüleceği gibi bütün madde âlemi tarifi ve idraki mümkün olmayacak küçüklükteki “SER”   enerjisinin muhtelif aşamalarla adeta kabalaşması sonucu oluşmuştur. Çok kaba bir benzetme yaparsak; Tek motorlu bir uçak pervanesini gözünüzün önüne getirelim. Bu pervanenin dönüş hızına bağlı olarak önce beyaz/gri bir daire görülecek hız daha da artınca sanki pervane yokmuşçasına hiçbir şey görülemeyecektir. Tersine hız azaldıkça, salınım artacak ve madde halindeki pervane gözümüzde şekillenmeye başlayacaktır. Doğa da gördüğümüz her şey istisnasız olarak titreşimlerden oluşan enerji formlarıdır. Bu enerji formları yoğunluk ve salınım derecelerine göre hiç görülemeyecek olan enerji formundan dönüşerek madde halindeki canlı (hücre,bede...

İNANÇ İÇGÜDÜSÜ_BİLİNÇLİ İNANÇ ve BİLİM 3

2. bölümün devamı Spritüel bilgilerle yüzlerce sene önce öğrenilen ve SER ismi verilen kâinatın en küçük parçacıkları olan enerji zerrecikleri bilgisi yine bir başka örnektir. Bu bilgiye bilim 20.yy da Kuantum Fiziği kuramı ile yeni ulaşmış ve evreni hayal edilemeyecek kadar küçük enerji parçacıklarının oluşturduğunu kabul etmiştir. “Bilim, madde denilemeyecek bir yere her gün biraz daha yaklaşıyor. Madde’nin ulaşılabilen derinliklerindeki akla durgunluk veren hız ve düzenli akışkanlık, daha derinliklerde “Yönetici” ve “Programlayıcı” bir güç’ ün bulunduğu kanısını günden güne kuvvetlendirmekte.” T.Olgaç Bu ser zerrecikleri ilerideki sayfalarda göreceğimiz gibi içinde bulunduğumuz maddesel evreni ve   bu evrendeki bütün canlı, cansız varlıkları oluşturan yapı taşlarıdır. Bir başka örnek; Eski yunanda (Mısır’da inisiye olan Orfe’nin)   Delfi tapınağının girişinde alındaki dört büyük kolon dört büyük kozmik enerjiyi temsil ediyordu. “Ateş, Hava, Toprak, Su” ş...

İNANÇ İÇGÜDÜSÜ_BİLİNÇLİ İNANÇ ve BİLİM 2

l.ci BÖLÜMÜN DEVAMI Manevi âlemlerin varlığı, bilim geliştikçe bir başka şekilde de sorgulanmaya ve araştırılmaya başlandı. Yüzyıllar boyunca Ezoterik (Batıni, Sezgisel) çalışmalarla, uhrevi âlemlerden alınan tebliğ bilgileri ile öğrenilmiş olan bilgiler ve Kutsal kitaplarda sembollerle verilen bazı bilgiler, gelişen bilimsel metotlarla da doğrulanmaya başladı. Örneğin; Fizik doğa yasalarını, insanın nesnelerle, nesnelerin kendi arasındaki ilişkisini incelemiş araştırmış, gözlemlemiş sonuçta bunların esaslarını, değişmez kanunlarla ispat etmiştir. Formüllerle belirlemiştir. Ancak Fizik kanunlarının yeryüzünde görülen, bilinen somut sonuçları, kanunları, prensipleri yanı sıra somut olmayan, matematik olarak tespit edilmiş, ispat edilmiş ama gözle görülmeyenleri de vardır. Yeryüzündeki madde âleminde madde, mekân, zaman boyutu, bunlara bağlı olarak da hacim, ağırlık vs. ölçüleri,   vardır. Olaylar zamanla tarif edilir. Gün ay, sene, saat, dakika, saniye kronolojik zaman...

BİLİNÇLİ İNANÇ ve BİLİM 1

İNANÇ İÇGÜDÜSÜ_BİLİNÇLİ İNANÇ ve BİLİM/ ARAL ERSİN İlk çağlardan itibaren korkutucu, düşündürücü sevgi ve hayranlık uyandırıcı olaylar insanda kendi dışındaki bir güce tabi olma, inanma güdüsünü tetikleyerek insanüstü olduğuna inanılan ateş, güneş,gibi şeyleri ilah kabul etmesine veya gizli güçler içerdiği inancı ile gücün sembolleri olan putlara, vs. tapınılmaya başlamıştır. Bu inanılmak istenen şeylerin ortak noktası “insanüstü”   güce bağlanma eğilimidir. Bu insanüstü güçlere zamanla güçlü krallar, kahramanlar bile dahil olmuştur. Burada bir parantez açarak ve üzülerek 21.YY da bile fazla değişen bir şey olmadığını söyleyebiliriz. Bugün Ay’ı, Güneş’i değil ama yeryüzünden göçmüş, hatta yaşamakta olan varlıklardan şefaat bekleyen, o kişilerin kerametine inanan aklını,varlığını o kişilere endekslemiş insanları,yahut sinema, müzik, moda,spor dünyasındaki şöhretlere adeta taparcasına bağlanmış, onları ilahlaştırmış,ikonlaştırmış kişileri örnek verebiliriz. Âdemoğlunun ...

YAŞAM ve ÖLÜM ÜZERİNE 2

1.Cİ BÖLÜMÜN DEVAMI.. Bilim adamlarının da dediği gibi tüm evren bir devamlı değişim, devinim içindedir. Bir şey hiçbir zaman yok olmaz sadece şekil değiştirir. Hiç bir şeyin aynı kalamayacağını ama yok olmadan sadece değişime uğradığını artık biliyoruz, ama yine de bizim için her şeyin üstünde önemli olan, y aşamda canlı tutmak için uğraş verdiğimiz bedenlerimizi mutlaka geride bırakacağız, bu kesin. Gidecek olan ise sadece öz enerji olan Ruh ve Ruh’un hafızası diyebileceğimiz evrensel değerler ölçüsünde oluşturabildiğimiz farkındalığımız, bilincimiz, öz kişiliğimiz olacaktır. Öldüğümüzde sadece Ruhumuzda oluşturacağımız, bütünleştireceğimiz ahlaki duyarlılık, hoşgörü, bilgelik, şefkat gibi niteliklerin bizimle geleceğinin bilincine varabilirsek yaşama ve ölüme bakışımız da değişecektir. Bir anlamda benliğimize yapacağımız nitelikli yatırımlar bizimle gelecektir. Hepimiz yaşamlarımızı önceden planlanmış şablonlar doğrultusunda yürütüyoruz. Eğitim, öğretim, meslek, evlilik,...

YAŞAM VE ÖLÜM ÜZERİNE 1

YAŞAM ve ÖLÜM ÜZERİNE 1/ARAL ERSİN Yaşam iki soluk arasındaki süreçtir. Doğan kişi ilk nefesini alır, ölürken de son nefesini verir. Yaşam bu iki soluk arasında alınan mesafe, yapılan yolculuktur. Her yolculuk gibi “yaşam yolculuğunun” da bir hedefi, amacı vardır. Hedef bu var oluş süreci içinde farkındalık bilincine ulaşabilmektir. Yaşamın amacı “var oluş sürecinde kendini oluşturmaktır”   yani tasavvuftaki ifadesi ile “tahakkuktur”. Yaşam doğası itibarı ile bir akış, değişim ve devrimdir. Var oluşum bu akış içinde “olmak”,   “oluşmak” bilinçlenmektir. Bu oluşum, var oluş içinde “kemale ermek”, yani olgunlaşmaktır. Bilincini geliştirip, tekâmül etmektir. Yaşamın amacı yaşama saygı ile yaklaşmak, O’nu farkındalıkla yaşayabilmektir. Yaşama saygı ile yaklaşmak ise, yaşamdaki canlı cansız bütün varlıklara saygı ile yaklaşmak demektir. Dışarıdan aynı gibi gözükse de akan suda iki defa yıkanamayız. Akan suyun özü değişmiştir. Yaşam da böyledir, zaman içinde akarke...