REENKARNASYON ÜZERİNE
REENKARNASYON NEDİR , NE DEĞİLDİR /ARAL ERSİN
Reenkarnasyon
latince ete bürünme ete girme anlamına gelen,
|
|
Enkarnasyon kelimesinden türemiş bir kelimedir. Ancak
gerçek anlamı
|
ruhun maddesel bir
ortamda
|
bedene bağlanması ile yeniden doğuşudur. Yeniden bir
öncesine göre biraz daha olgunlaşmış, tekamül etmiş olarak gelişidir. Buradaki
olgu varlığın daha önceki enkarnasyonlarındaki yaşamlarını hatırlayamayacak
şekilde hafızasının örtülü olduğudur. Bunun nedeni de, kişiliğinin olumsuz
yönlerini yaşam içinde yoğrularak, kendi kendine tespit ile olumluya
çevirebilme becerisini göstermesi gereğidir.(Bir anlamda hazıra konmadan ceht
ile uğraş vererek, benimseyerek, hazmederek) Buna karşılık daha önceki yaşam
idrak birikimlerinin oluşturduğu şuur alanını, bilincini, benliğini beraberinde
getirmektedir. Bu bilinç, olayların hatırlanması, hatırası değil, geçirilen
olaylardan edinilmiş olan duygu birikimleri, haletlerdir, olayın bıraktığı
etkidir. korku merhamet, sabır gibi kişiliği oluşturan unsurlardır...
İnsanoğlunun var oluş nedeni tekamül etmektir ve Yaratan’ın
kurduğu İlahi yönetim mekanizması ADALET ve herkese tekamüllerinde hak
ettikleri FIRSATLARI verme esasına oturtulmuştur.Ancak insanoğlu bu ADALET ve
FIRSAT’I yeterince anlayamamakta, değerlendirememektedir.
Örneğin sonsuzluk içinde çok kısa bir süreç olan dünya
yaşamında ve dünya realitesinde kendince tespit ettiği haksızlıkların cezasız
kaldığı inancıdır. Bu kısıtlı düşünce, insanoğlunun yaşamı sadece doğum-ölüm
süreci olarak görmesindendir. Halbuki belirli bilinç düzeyine, olgunluk
seviyesine ulaşana kadar dünya ile bağlantısının pek çok defalar tekrar
edileceğini, pek çok defa yeryüzüne doğacağını anlaması halinde çok farklı
anlamlar, değerler kazanacaktır. Yani, bir değil birbirini takip eden ve bireyi
her seferinde daha üst bir bilinç düzeyine çıkarmayı hedefleyen yaşamlarımız
olduğunu, ve her yaşamın bir önceki ile irtibatlı olduğunu bilmek bakış açımızı
, değer yargılarımızı ve buna bağlı davranış ve inançlarımızı yeniden
şekillendirecektir. (.Bugün psikiyatrik araştırma ve ruhsal tedavilerde, bilinç
altı olarak isimlendirilen bölümü de kapsayan ruhsal hafıza, günümüzde bilimsel
metotlarla yapılan pek çok hipnotizma deneyinde, deneklerin EKMİNEZİ yöntemi
ile geçmiş yaşamlarından sayfalar yakalamak mümkün olmaktadır.) Yaşamda kişiler
arasındaki karakter farklarını oluşturan (iyiliksever, egoist, hoşgörülü,
zalim, merhametli v.s) bu bilinç altında depolanmış önceki yaşamların ruhtaki,
bilinç sahasındaki birikimidir.(olgun ruh, ham ruh veya genç ruh )Her geliş,
bir öncesinin üzerine olumlulukları ilave edip, olumsuzlukları azaltacak
anlayış ve davranışlara sahip olmak içindir. Yeterli seviyeye ulaşana kadar.
“ Dönüşünüz HEP O’nadır. Çünkü O yoktan var ediyor, sonra
iman edip iyi işler yapan kimseleri ADALET ölçüsü ile mükafatlandırmak için
geri döndürecektir.” (Yunus ayet. Sure 4) H.Elmalı
Bu ayette cok açık bir şekilde HEP İFADESİ KULLANILMIŞTIR.
Hep; her zaman ,her daim anlamına gelen bir sözcüktür. Yani bir defaya mahsus
olmayan, tekrarlayan anlamındadır. Pek çok defa bedensizken var edilen varlık,
hep Yaratan’a geri döndürülmektedir. İman ederek kendini ne kadar geliştirirse
(iyi işler yaparsa) adil ölçüler içinde biraz daha tekamül etmiş olmakta, dünya
mektebinden mezun olmaya doğru ilerlemektedir. Adeta bir okulda okuyan
talebenin aldığı notlarla üst sınıflara yükselmesi gibi
“Enkarnasyon (sadece fizik olarak) bedenlenmek değildir. Bir
şuur (bilinç) halinden diğer bir şuur’a (bilince)
inkilaptır. (devrimdir,geçiştir) S.P). Yeni bir bedende daha bilinçlenmiş,daha gelişmiş,daha olgun olarak doğmak anlamındadır.
Tebliğdeki inkılap kelimesi daima daha ileriye doğru olan ve
daha kapsamlı bir gelişimi ifade etmektedir. Bir yaşam süresince tekâmülü
tamamlamak mümkün değildir. Bu bakımdan yaratan bütün varlıklarına tekâmül
edebilmeleri için pek çok şans verir. Tekâmül asla geriye çalışmaz. Daima
ileriye gelişime doğrudur. (Bu bakımdan uzak doğu inanışındaki hayvan formunda
tekrar doğuş inanışı olan tenasüh ruhsal tekamül anlayışı ile uyuşmaz.)
Bilincimizdeki olumsuzluklardan, pisliklerden arınmak, onları irademizle
kontrol altına almasını öğrenmek için defalarca dünya yaşamına dönmek
mecburiyetindeyiz.
Reenkarnasyonun Kur'anda açıkca belirtilmediği doğrudur.Bunun nedeninin o dönemdeki insanların çok düşük bilinç seviyesinde olmaları nedeni ile Ruhsal gelişimi "Tekâmül" ü anlamaları mümkün değildi.
Ancak Kur'anın Evrensel ve her zamana hitap eden ayetleri kapsamında değerlendirilirse aşağıdaki ayetler son derece düşündürücüdür.
Bu konuda Kur’andaki Bakara suresi 28 ayet “..ölü iken
sizleri diriltti. Sonra sizleri yine öldürecek, sonra sizleri yine diriltecek,
sonrada döndürülüp O’na götürüleceksiniz.” İle,
Yine bakara 56 sure “ şükredesiniz diye
öldükten sonra sizi yine dirilttik”
Kur’ an Vakıa suresi 35 ayet “ Biz onları yeniden inşa
etmişizdir” (Elmalı) “Yenilenmiş bir hayatta tekrar var etmiş olacağız)
(Muhammed Esed) aynı ayet
Vakıa suresi 65. Ayet : “kılıklarınızı değiştirmek ve sizi
bilemeyeceğiniz bir yaratılışta var etmek üzereyiz” (Elmalı)
“Var oluşunuzun tabiatını değiştirmek ve (henüz) size malum
olmayan bir şekilde var etmek
üzereyiz” (Muhammed Esed) aynı ayet
İnşikak suresi 19 ayet “ Sizler tabakadan tabakaya
geçeceksiniz”( Elmalı) -(Yani alttan yukarı doğru “halden hale yükselerek)
Görüleceği gibi ayetler son derece açıktır. Ama nedense hiç
üzerlerinde durulmamaktadır.
Mevlana’nın “ Hamdım, piştim, yandım” sözü enkarnasyonun,
tekâmül safhalarının ifadesidir.
Yaşamın sadece dünyadaki bir ömür boyu olmadığını, tekâmül
için gereken pek çok yaşamları, her yaşamın bir öncekinin sonuçlarını ve
sorumluluklarını içerdiğini ve dünya yaşamından sonrada farklı realiteler
içerisinde sonsuza kadar devam edeceğini bilmek bizi (mevcut yaşamımızda ) çok
daha fazla sorumlu davranmaya götürecek en büyük bilgidir. Ruhun ölümsüzlüğü budur.
ARAL ERSİN
aral.ersin@gmail.com
aral.ersin@gmail.com