BİLİNÇLİ İNANÇ-BİLİNÇLİ İMAN 2.BÖLÜM A.ERSİN
2.bölüm.
“İman sadece bize öğretilenlerin ışığı altında otomatik
reflexlerle, sadece dinin şekil şartlarını yerine getirmek, tapınmak değildir.
Bu bilgileri akıl süzgecinden, vicdan süzgecinden geçirerek, yaşam içinde deneyimleyerek
özümsemek, yaşamımıza mutlaka
uygulamaktır.
” iman ; Yaratan
yolunda gelişmek için savaşan sadık bir askeri olduğumuzun ve mevcut
dünyamızdaki bedenli halimizin sağlayabileceği bütün kıymetlerin, değerlerin,
Yaratan karşısında hiç olduğunu anlamaktır.”(S.P )
Bilinçli İnanç ise yukarıdaki prensibin ışığında “dinin, mantığın, ahlâkın, ve bilimsel
düşüncelerin birleşiminden, sentezinden oluşan bir imana dayanan inançtır.” Bütün dinleri reddetmeden ama onların
üzerine yükselmiş, bütün insanlığa ahlaki ( vicdani) değerlerin ışığı altında
ilim, mantık ve bilinçli bilgi ile yürümeleri gereken yolu gösterecek bir
inançtır.
BİLİNÇLİ İMAN PRENSİPLERİ
1.Tanrıya inanmak , O’ nun muradı doğrultusunda yaşamak, tekâmül
etmeye çalışmaktır.
2.Bildiğini bildiğinden ayrı söylememek, ayrı
davranmamaktır.
3.Dürüst, adil olmak” hakkı, batıla karıştırmamaktır.”
4.Menfaatinin diğerleri ile bir bütün olduğunu görmek,
bilmektir. Menfaatini karşısındakinin menfaati ile adil dengeleyebilmektir.
Kendisine hak gördüğünü başkası içinde aynen kabul edebilmeli, kendisine reva
görmediğini başkası içinde istememelidir.
5.Yeni manevi bilgileri, ahlaki bilgileri, bilgisine katmak
ve uygulamak için bilmediğini bilmektir.
Bilinçli İman’ a dayanan bilinçli İnanç nedir?
1.Bilinçli inanç, içinde bulunduğumuz ve günden güne
büyümekte olan inanç bunalımını giderme ihtiyacından doğmuştur.
2.Bilinçli inanç çağı, bugüne kadar bildirilenlerden daha
çok, kişinin ana bilgi ve prensipler yardımı ile bulduğu doğruları AKIL-MANTIK-
VİCDAN süzgecinden geçirerek benimsemesi ile oluşacaktır.
3.Bilinçli inançta yol gösterici olan BİLGİ’ dir, ahlaksal prensiplerdir. Kişi sağlam temeller
üzerine oturtulmuş bir bilgi yardımı ve kendi gayreti ile inanç sahibi olur.
Bilinçli iman ‘a (şuurlu inanç) ulaştıracak bilgiler neyi
içerir:
1 “Bilinçli inanç “
bilgileri akla, mantığa, ve vicdana seslenen metot içeren bilgilerdir. Sağlam
temellere ya da makul açıklamalara dayatılmamış söylentilerin onda yeri yoktur.
2.Bilinçli inanç bilgileri insanın ne olduğunu
ve nasıl yaşaması gerektiğini, çağın realitesine uygun bir biçimde ortaya
koymaya çalışır.
3.Bilinçli inanç
yapılması ve yapılmaması gerekenleri açıklamalı olarak zorlamasız bir biçimde
ortaya koyar.
4.Bilinçli inanç,
bilinç ve inancın bütünleşmiş halidir. Bilinç düşüncenin kişiye kazandırdığı
bilgilerden oluşan bir değerdir. Kişi bu değerle ( değer yargıları ile)
inancına ve eylemlerine yön verebilmektedir. İnanca gelince inanmak insanoğlu
için önüne geçilmez bir ihtiyaçtır. Kişi bu ihtiyacı ancak edineceği bilgi
aracılığı ile ( statik olmayan daima gelişen yükselen manevi ahlak, erdem)
giderebilir
5. Bilinçli inanç
bilgileri sebeplerine inilebilen ve sebep gösterilerek inanılması gereken
bilgilerdir. (dogma değildir)
6.Bilinçli inanç
akıl, idrak ve insani düşüncede, insani değerler içinde yeşerebilir.
(Turhan Olgaç, Şuurlu
inanç)
Bilinçli
iman görüşü ile DİN; çok dikkatle incelenip üzerinde düşünülmesi,
değerlendirilerek bir senteze ulaşılması gereken bir disiplindir. BİLİMDİR.
Batıl inançlara, yanlış inançlara,, sorgusuz kabul edilmiş zanlara bir bilim
adamının tarafsız ve korkusuz tavrı ile yaklaşıp incelenmesi gereken bir bilim.
İMAN’ın Tanrı korkusundan ,cezalandırılma korkusundan değil bilgiden
kaynaklanmasıdır.
“Taklide dayalı
din anlayış ve uygulamasından uzaklaşarak Tahkike (inceleme) dayalı bir
anlayışı idrak edip uygulamaktır.” (T.Olgaç)
“Ruhsal gelişimin gerektirdiği
tekamül yolculuğu bilgisizce, kulaktan dolma inanç yolculuğu değil, incelenerek
öğrenilmiş, idrak edilmiş bilgi yolculuğudur.”
Bu idrake, sorumluluk bilincine giden yol;
başarılarımızdan çok yanılgılarımızı, yeterlilikten çok eksiklerimizi,
başkalarından çok kendimizi görmeye , tanımaya çalışmakla başlar.
7. Şuur (bilinç) ve
inancın en önde gelen amacı” hayatın bütünüyle ibadet haline gelmesine ( yani
eylemlere yansıltılmasına) yardımcı olmalarıdır.” Şuur ve İnanç bilerek inanmak
anlamını taşır. Bu nedenle şuurlu bir inanca sahip olanların “inanıyorum “ dedikten
sonra kendilerini bu inanca götüren sebepleri açıklayabilmeleri ve EYLEMLERİNE
yansıtmaları gerekir. Şuurlu bir inançta din bilgilerindeki “emir ve korkutma”
yoktur. Sadece yapılması ve yapılmaması gerekenler, zorlamasız ortaya
konulmakta, (bu değerlerin doğruluğuna bilinçli bir şekilde zihnen ve vicdanen
inanılarak benimsenmesi ve uygulanması beklenmekte ) dır.
Bilinçli inanç, kişi
ve toplumların, kendi çıkarları gereği, egoistçe tutum ve davranışlarından
uzaklaşarak, HAKKANİYETE ve İNSANİ DEĞERLER’ e dayalı bir anlayışa sahip
olmalarını, bu ŞUURLA ( bilinçle ) davranmalarını hedefler
ŞUUR (Bilinç), yaşam (lar) boyu kazanılmış olan bilgi ve
tecrübelerden meydana gelmiş, edinilmiş “Değer “ lerin (değer yargılarının )
yaşanmakta olan olaylarla ilgili olarak “akıl “ ve “düşünce “ ve “vicdan “
tarafından adeta su üstüne çıkarılarak, hayata yansıtılan halidir.
İnsanlar akıl ve düşüncelerine bağlı olarak olumlu olduğu
kadar olumsuz değerlere de sahip olabilirler (örneğin kişi kendince haklı
nedenler bularak çalabilir, veya cinayet işleyebilir.) işte burada doğruyu
bulduracak, dengeyi sağlayacak unsur VİCDAN süzgecinin dengeleyeceği HAKKANİYET
İLE DAVRANABİLME GERÇEĞİDİR. Bireyin hakkaniyetle davranabilme bilinci, bu
dengeyi kurabilme yetisi yani şuurunun derinliği, duyarlılığının gelişmişliği
ile orantılıdır.
Kişinin inancı onun doğuştan mevcut olan inanma melekesine
bağlıdır. Bu inancı ;düşünerek, vicdanına sorarak ,ve yeryüzünde olma nedenini
doğru anlayarak geliştirmek, bireye, onun gayretlerine kalmıştır
A.ERSİN./Tekâmül yolcusu