KUTSAL METİNLERDEKİ SEMBOL ANLATIMI 6



 DEVAM...

·-“Musa’nın mukaddes topraklara girerken ayakkabılarını çıkarmasının istenmesi “:Sonsuza kadar devam edecek olan bir tekâmül yolculuğun muhtelif kademeleri ve bu kademelerin süreci vardır Bu yolculuk yeryüzünden sonrada devam edecektir. Dolayısı ile her varlığın her tekamül kademesinden geçerken (dünya, Astral alem) fiziki görünüşünden, ruhsal vibrasyonlarına kadar pek çok şey değişecektir. Yeryüzü için bunun anlamı bir beden içinde sorumlu vicdan, bilinçli iman idrakine ulaşmak, kendini daima bilincindeki negatif parçaları atarak yenilemesi demektir. Musa da bu ayette sembolik anlamda ayakkabılarını çıkararak bir üst tekâmül basamağına yükselmektedir. Tekâmülde yükselebilmek için istifade edilecek kaynak “altlarından ırmaklar akan cennetlerdir.” Bu ırmaklar ruhsal idare mekanizmasının vicdanımız kanalı ile bizlere gönderdiği uyarılardır. Böylece insanüstü olmaya hak kazanıp her türlü otomatizmadan, şeriatten uzak, bizatihi idrak, irade ve liyakat sahibi olma seviyesine ulaşarak cennete, ahirete dönebilelim.
Görüldüğü gibi kutsal metinlerdeki ifadelerin anlamlarını , sembollerini çözmeye çalışarak muhtelif seviyelerde anlamak mümkündür. Nitekim bu Ali-i İmran suresinin 5.ayetinde açık bir şekilde ifade edilmiştir. “Kitabın temelini teşkil eden bir kısım ayetlerin manası apaçıktır; bir kısım ayetlerde ince mecazi manalar vardır.” Bunları anlamak ise ruhsal bilgilerin oluşturduğu kavrama, idrak edebilme kapasitesine, gittikçe açılan bilincin kapsamına, seviyesine bağlıdır
Yukarıda sunduğumuz örneklere aynı paralelde bazı ilaveleri de İNCİL’den ve İSA peygamberden verelim,
“ bu sözlerin yorumunu bulan, ölümü tatmayacak ” Thomas’ın incilinde İsa’nın sözlerinin başındaki cümle budur. Bu sözlerle başlamasının sebebi takip eden bütün sözlerin üstü örtülü olarak, ezoterik( gizli) kalıplar içinde ifadesini bulacağını , özel olarak yorumlanması gerektiğini anlatmaktadır. Bu yorumu yapabilen ve bunu eylemlerine yansıtanlar dünya mektebinden mezun olacaklardır.
“Arayan aradığını bulana kadar aramayı bırakmasın, bulunca şaşıracak, hayran kalacaktır...” Arayarak bulacağı gerçek bilgi, yükseleceği idrak seviyesi; farkındalık seviyesi kulaktan dolma bilgilerin, şekilci inancın çok dışında, çok üstünde olacaktır( İslamiyetteki cennet, Budizm deki Nirvana mertebesi)
“ Gök ile yer birbirine dolanacaklar..” ilerde insanların vicdanlarına bağlı olarak idrakleri geliştikçe (veya kıyamet te) yukarısı ,yani ruhsal alemler yeryüzündekilerle irtibat kuracaklardır,
“Ne mutlu imtihanı bilen adama. O hayatı buldu”
“Kuyunun etrafında dolanan çok , ama kuyuda kimse yok.” Örtülü anlamı bilgi olan su kuyunun dibindedir ve çok az kimse kuyunun dibine inme gayretini göstermektedir.
Son bir örneği ise M.Ö 1320 yılındaki Mısır’dan,bir papirüs parçasından yapalım.
ll. Seti’nin baş katibi ve Kraliyet danışmanı Anana’dan alıntılar
“ Şahit olun! Okuyun, ey siz tanrıların okuma becerisi verdiği kişiler, İnsanlar yalnızca bir kere doğmaz ve ölünce de burayı sonsuzca terk etmezler. Her zaman bu dünyada olmasa da, birçok kereler, birçok yerlerde yaşarlar. Bu yaşamlar bir karanlık perdesi ile birbirinden ayrılmıştır. Kapıların açılacağı ve başlangıçtan itibaren ayaklarımızla girdiğimiz bütün odaları gözümüzün önüne sereceği gün gelecektir. Dinimiz ebediyen yaşadığımızı öğretir. Sonu olmayan ebediyetin başı da olamaz, o bir dairedir. O halde eğer biri doğruysa, yani yaşamaya devam edeceğimiz, o taktirde diğerinin de doğru olması gerekir, yani hep yaşamakta ( geçmişte de yaşadığımız ) olduğumuz. Tanrı dünyaya sevgiyi armağan eder, sevgi olmasa dünya devam edemezdi. Eğer çok sevdiğiniz birisini kaybederseniz rahat olun. Ölüm yalnızca onu uyutan bir dadıdır, sabah olunca yeni bir günde başlangıçtan beri kendisi ile beraber olanlarla birlikte yoluna devam etmek üzere uyanacaktır.”
Anan’nın M.Ö 1320 yılında yazdığı bir başka papirüsten;
“ İnsan pek çok kereler doğar, ama geçmiş hayatları hakkında hiçbir şey bilmez, yalnız aniden zihnine gelen bir düşünce onu geçmiş yaşamlarından bir sahneye( bir duygu’ya) götürebilir. Bir enkarnasyonda bir arada olan ruhların bir diğer enkarnasyonda tekrar bir araya gelmeleri ve bir mıknatıs tarafından çekilircesine birbirlerine yaklaştırılmaları çok muhtemeldir, fakat bunun nedenini bilmezler”
( Bu papirüsler ve tercümeleri 50 yılı aşkın bir süre eski uygarlıkları ve insanlığın ezoterik tarihini kanıtlarla gün ışığına çıkarmış 1920 li yıllarda bu çalışmalarını bilim dünyasına yayınlamış olan İngiliz araştırmacı J. Churcward ‘a aittir.) .
Görüleceği gibi bugünün ruhsal öğretileri (neo-spritualizm) kökü yüzlerce değil, binlerce yıl öncesine dayanan, insanlık tarihi boyunca pek çok nebi, peygamber tarafından açıklanılmaya çalışılan, İslam tasavvufunda ve diğer tek tanrılı dinlerde, ezoterik bilgilerde, uzak doğu felsefelerinde incelenen yüksek ahlak, bilgelik, aydınlanma olarak isimlendirilmiş öğretinin devamından başka bir şey değildir. Değişen ise zaman içinde gelişen insan idrakine, algılayabilme yetisine bağlı olarak bilginin derinleşmesi, mesajların metodolojisi, değişmeyen ise maalesef ademoğlunun egoizmidir..A.Ersin / tekâmül yolcusu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KADER VE MUKADDERAT NEDİR / A.ERSİN

sevgi ve cinsellik 3

Ruhsal gelişim ve Realite kavramı