RUHSAL TEKÂMÜLDE İDRAK, FARKINDALIK /ARAL ERSİN





İdrak, yaşam boyu karşılaşılan olayların, eprövlerin, yaşam deneylerinin oluşturduğu YATAY ETKİ ile DİKEY tesir (ruhsal bilgi ,izlenim, fikir, sezgi ) ‘in kesim noktasını oluşturur. Yolda gördüğümüz yoksul insan YATAY tesiri, içimizde hissedeceğimiz merhametli olma, yardım etme duygusunun, düşüncesinin oluşması ise DİKEY tesirdir. Ancak bu kişiye yardım etme biçimi bir idrak meselesidir. örneğin onun bir profesyonel dilenci olması ile geçekten muhtaç, aç bir kişi olması, veya eline para vermek, yemek yedirmek veya iş vermek şekillerinden birini seçmek vs. bilinç sahasının oluşturacağı davranışlardır. Bu nokta insanın varlık olarak yaşamı algılayabilme gücüne, sebep-sonuç bağlantısını kurabilme kapasitesine yani tekamül seviyesine, FARKINDALIK seviyesine, realitesine bağlıdır. Bazıları “bana ne” deyip yürüyüp geçerken , kimisi “ben insanlık görevimi yapayım şayet beni aldatıyorsa bu onun zavallılığı“ diye düşünebilir, kimileri de bu insanın hakikaten yardıma. muhtaç olup olmadığını araştırdıktan sonra elindeki imkanlara göre yardımcı olur Zaman süresince idrakte oluşan sentezlerin, idrak oluşumlarının birikimi bireylerdeki farklı bilinç (şuur ) sahasını oluşturur. Bilinç sahası ne ölçüde geniş ve kapsamlı ise varlıkta o ölçüde tekamül etmiş, manen gelişmiştir. Her tekamül seviyesi varlığın realitesidir.
İşte varlık asıl vatanı olan ruhsal alem ile kendini bedenli olarak oluşturduğu fiziksel alem(dünya ) arasındaki bağı yine kendisi kurmak zorundadır. Bu bağ varlığın realitesi ,tekamül seviyesi ile orantılı olarak anlam kazanır. Yani realite basamaklarını çıktıkça, tekamül ettikçe vicdan sezgisi de gelişecek hayata bakış açısını toplum inançları, dünyasal değer yargıları değil varlığın içinde, vicdanında oluşan değerler oluşturacaktır.
Demek ki dünyaya gelmenin nedeni olgunlaşmak, tekamül etmek, yüksek ahlakı, erdem sahibi olmayı öğrenmektir, bununda gerçekleşmesi başımıza gelen olayları yaşarken nasıl etkilendiğimizi, iç dünyamızda ne gibi gerilimler yaşadığımızı ve nasıl tepki vermemiz gerektiğini öğrenmekle mümkündür. Yukarıda da belirtildiği gibi üst yoğunluktan gelen ince titreşimlerle yani vicdan sezgisi ile kaba yoğunluktan gelen titreşim arasında sıkışan ne karar vereceğini bilemeyen varlıkta meydana gelen gerilim yani ne yapacağını bilememenin çaresizliği oluştuğu zaman ise bize yardımcı olacak olan BİLGİ dir. Örneğin yukarıdan gelen sezgi “hoşgörülü merhametli, yardımsever olunuz, bir diğerinin hakkına saygı gösteriniz “ derken ,Alttan gelen seste “acınma acınırsın, istismar edilirsin” v.s demektedir. Bu durumda ne yapmak gerek, hangisine önem vermeliyiz? Cevap bulmadaki çaresizlik, seçim zorluğu bir gerilim yaratacaktır. İşte burada bize yol gösterecek olan (ruhsal) Bilgidir. Bu Bilgiyi öğrendiğimiz ve inançla uyguladığımız ölçüde İdrakimizin artmasına yardımcı olacak, böylece çevrenin bize empoze ettiği değer yargıları ile değil, bilincimizin oluşturduğu manevi gücümüzün bize söylediği inançla, sonuç hakkında hiç bir çekingenlik göstermeden doğru olduğuna inandığımız biçimde davranmayı öğreneceğiz.. Ruhsal alem bizden sağ duyulu, bilinçli, şuurlu bir inanca dayalı idrakli, farkındalıklı davranışlar bekliyor. Bu davranışın içeriği: idrakli, hoşgörü, bilinçli yardımlaşma, adilane dayanışmadır.Aral Ersin /tekâmül yolcusu


Bu blogdaki popüler yayınlar

KADER VE MUKADDERAT NEDİR / A.ERSİN

sevgi ve cinsellik 3

Ruhsal gelişim ve Realite kavramı