Re-enkarnasyon nedir? Kur'anda ilgili ayetler varmı dır.


RE-ENKARNASYON –YENİDEN DOĞUŞ
REENKARNASYON NEDİR: Reenkarnasyon ete girme, ete bürünme anlamına gelen Latince Enkarnasyon kelimesinden türemiş bir kelime olup,  “Tekrar Bedenlenmek” manasına gelir. Ruh’un maddesel bir ortamda bedene bağlanması ile yeniden doğuşudur. Yeniden bir önceki yaşamına göre biraz daha olgunlaşmış, farkındalığı artmış, daha tekâmül etmiş olarak gelişidir. Buradaki olgu varlığın daha önceki enkarnasyonlarındaki yaşamlarındaki yanlışlarını, eksikliklerini hatırlayamayacak şekilde hafızasının örtülü olduğudur. Bunun nedeni de, kişiliğinin olumsuz yönlerini içinde bulunduğu mevcut yaşamı içinde kendi kendine tespit ile olumluya çevirebilme becerisini göstermesi gereğidir. (Bir anlamda önceki hatalarını hatırlamadan yani hazıra konmadan, kopya çekmeden, bu defa tekrar CABA göstererek, uğraş vererek, benimseyerek, hazmederek kişiliğini olumluya dönüştürebilmek)
SEN GERÇEKTEN RABBİNE DOĞRU ÇABA ÜSTÜNE ÇABA GÖSTERİR SONRA O’NA VARIRSIN”  Kur’an inşikak suresinde/ 6 (Elmalı)
  “sizler tabakadan tabakaya geçeceksinizİnşikak/19 (Elmalı)
Bu iki ayette çok açık bir şekilde önce “caba üstüne caba göstererek”  sonra  “tabakadan tabakaya geçerek” denilmekte böylece üst üste yığılı tekâmül seviyelerini, alttan yukarı doğru “halden hale”  yükselerek sonunda yeryüzü mektebinden mezun olarak ahret âlemlerinde yer alacağımız belirtilmektedir.
Her yaşam döngüsünde birey daha önceki yaşamlardaki idrak birikimlerinin oluşturduğu bilinç alanını, bilincini, benliğini beraberinde getirmektedir. Bu bilinç, olayların hatırlanması, hatırası değil, geçirilen olaylardan edinilmiş olan duygu birikimleri, halleri, olayın bıraktığı etkidir. Korku, merhamet, sabır, hoşgörü gibi kişiliği oluşturan unsurlardır.
İnsanoğlunun var oluş nedeni tekâmül etmektir. Yaratan’ın kurduğu İlahi yönetim mekanizması da ADALET ve herkese tekâmüllerinde hak ettikleri FIRSATLAR’ ı verme esasına oturtulmuştur. Ancak insanoğlu bu ADALET ve FIRSAT’ı yeterince anlayamamakta, değerlendirememektedir.
Örneğin; Sonsuzluk içinde çok kısa bir süreç olan dünya yaşamında ve dünya realitesinde kendince tespit ettiği haksızlıkların cezasız kaldığı inancıdır. Bu kısıtlı düşünce, insanoğlunun yaşamı sadece doğum-ölüm süreci olarak görmesindendir. Halbuki belirli bilinç düzeyine, olgunluk seviyesine ulaşana kadar dünya ile bağlantısının pek çok defalar tekrar edileceğini, pek çok defa yeryüzüne doğacağını anlaması halinde yaşam çok farklı anlamlar, değerler kazanacaktır. Yani bir değil birbirini takip eden ve bireyi her seferinde daha üst bir bilinç düzeyine çıkarmayı hedefleyen yaşamlarımız olduğunu ve her yaşamın bir önceki ile irtibatlı olduğunu bilmek bakış açımızı, değer yargılarımızı ve buna bağlı davranış ve inançlarımızı yeniden şekillendirecektir. (Bugün psikiyatrik araştırma ve ruhsal tedavilerde, bilinçaltı olarak isimlendirilen bölümü kapsayan ruhsal hafıza, günümüzde bilimsel metotlarla yapılan pek çok hipnotizma deneyinde, deneklerin EKMİNEZİ yöntemi ile geçmiş yaşamlarından sayfalar yakalamak mümkün olmaktadır.)
Yaşamda kişiler arasındaki karakter farklarını oluşturan özellikler (iyiliksever, egoist, hoşgörülü, zalim, merhametli vs.) bu bilinç altında depolanmış önceki yaşamların ruhtaki, bilinç sahasındaki birikiminin sonucudur. (olgun ruh,  ham ruh veya genç ruh )
Her geliş, bir öncesinin üzerine olumlulukları ilave edip, olumsuzlukları azaltacak anlayış ve davranışlara sahip olmak içindir. Bu tekrar “doğuş” veya “gelişler” yeterli seviyeye ulaşana kadar sürüp gidecektir.
“Dönüşünüz HEP O’nadır. Çünkü O yoktan var ediyor, sonra iman edip iyi işler yapan kimseleri ADALET ölçüsü ile mükâfatlandırmak için geri döndürecektir.”(Yunus ayet. Sure 4)
Bu ayette çok açık bir şekilde HEP İFADESİ KULLANILMIŞTIR.  Hep; Her zaman, her daim anlamına gelen bir sözcüktür. Yani bir defaya mahsus olmayan, tekrarlayan anlamındadır. Pek çok defa bedensizken var edilen varlık, hep Yaratan’a geri döndürülmektedir. Kişi İman ederek kendini ne kadar geliştirirse (olumlu işler yaparsa) adil ölçüler içinde biraz daha tekâmül etmiş olmakta, dünya mektebinden mezun olmaya doğru ilerlemektedir. Adeta bir okulda okuyan talebenin aldığı notlarla üst sınıflara yükselmesi gibi.
“Enkarnasyon sadece fizik olarak bedenlenmek değildir. Bir şuur (bilinç) halinden diğer bir şuur’a inkılâptır.”(devrimdir, geçiştir) ( tebliğ).
Tebliğdeki İnkılâp kelimesi daima daha ileriye doğru olan ve daha kapsamlı bir gelişimi ifade etmektedir. Bir yaşam süresince tekâmülü tamamlamak mümkün değildir. Bu bakımdan Yaratan bütün varlıklarına tekâmül edebilmeleri için pek çok şans verir. Tekâmül asla geriye çalışmaz. Daima ileriye gelişime doğrudur. (Bu bakımdan uzak doğu inanışındaki hayvan formunda tekrar doğuş inanışı olan “tenasüh” ruhsal tekâmül anlayışı ile uyuşmaz.) Bilincimizdeki olumsuzluklardan, pisliklerden arınmak, onları irademizle kontrol altına almasını öğrenmek için defalarca dünya yaşamına dönmek mecburiyetindeyiz.
Bu konuda Kur’andaki Bakara suresi 28 ayet “ölü iken sizleri diriltti. Sonra sizleri yine öldürecek, sonra sizleri yine diriltecek, sonrada döndürülüp O’na götürüleceksiniz.”ile, yine bakara 56 sure “ şükredesiniz diye öldükten sonra sizi yine dirilttik” ayetleri son derece açıktır.
Başka örnekler de verelim:
Kur’ an Vakıa suresi 35. ayet: “Biz onları yeniden inşa etmişizdir” (Elmalı)
“Yenilenmiş bir hayatta tekrar var etmiş olacağız.” (Muhammed Esed)
Vakıa suresi 61.ayet: “Kılıklarınızı değiştirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir yaradılışta var etmek üzereyiz.”  (Elmalı)                           
  “Var oluşunuzun tabiatını değiştirmekte ve (henüz) size malum olmayan bir şekilde var etmek üzereyiz” (Muhammed Esed)

Burada “kılık değiştirmek” farklı bir beden yapısında olmayı; “Bilemeyeceğiniz bir yaradılışta var etmek ” ise (spatyumda geçirilen dönem sonunda) yeni ve farklı (buna biraz daha tekâmül etmiş demek de mümkündür) bir kişilikle tekrar var edilerek dünyaya gönderilmeyi ifade etmektedir.
Mevlana’nın “Hamdım, piştim, yandım” sözü enkarnasyonun, tekâmül safhalarının ifadesidir.
Ruh, eksiklerini tamamlayabileceği ortamı, toplumu seçerek enkarne olur. Doğum yeri tesadüfi değildir. Yaşamın sadece dünyadaki  bir ömür boyu olmadığını, tekamül için gereken pek çok yaşamları, her yaşamın bir öncekinin sonuçlarını ve sorumluluklarını içerdiğini ve dünya yaşamından sonra da farklı realiteler  içerisinde sonsuza kadar devam edeceğini bilmek bizi (mevcut yaşamımızda ) çok daha fazla sorumlu davranmaya götürecek en büyük bilgidir.
Bu kavram ve benzeri konuları "kader ve Mukadderat arasında Bilinçli yaşam" isimli yeni kitabımda bulabilirsiniz. A.Ersin.Tekâmül yolcusu




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KADER VE MUKADDERAT NEDİR / A.ERSİN

sevgi ve cinsellik 3

Ruhsal gelişim ve Realite kavramı