İNANÇ İÇGÜDÜSÜ_BİLİNÇLİ İNANÇ ve BİLİM 2


l.ci BÖLÜMÜN DEVAMI


Manevi âlemlerin varlığı, bilim geliştikçe bir başka şekilde de sorgulanmaya ve araştırılmaya başlandı.
Yüzyıllar boyunca Ezoterik (Batıni, Sezgisel) çalışmalarla, uhrevi âlemlerden alınan tebliğ bilgileri ile öğrenilmiş olan bilgiler ve Kutsal kitaplarda sembollerle verilen bazı bilgiler, gelişen bilimsel metotlarla da doğrulanmaya başladı.
Örneğin; Fizik doğa yasalarını, insanın nesnelerle, nesnelerin kendi arasındaki ilişkisini incelemiş araştırmış, gözlemlemiş sonuçta bunların esaslarını, değişmez kanunlarla ispat etmiştir. Formüllerle belirlemiştir.
Ancak Fizik kanunlarının yeryüzünde görülen, bilinen somut sonuçları, kanunları, prensipleri yanı sıra somut olmayan, matematik olarak tespit edilmiş, ispat edilmiş ama gözle görülmeyenleri de vardır.
Yeryüzündeki madde âleminde madde, mekân, zaman boyutu, bunlara bağlı olarak da hacim, ağırlık vs. ölçüleri,  vardır. Olaylar zamanla tarif edilir. Gün ay, sene, saat, dakika, saniye kronolojik zaman ölçüleridir.  
Bugün yeryüzündeki en yüksek olarak belirlenmiş olan hız ışık hızıdır. Yani 300 bin km/ sn. zaman kütlenin hızı ile orantılıdır. Hız arttıkça zaman azalır. Uçağın hızı, trenin hızı, at arabasının hızı zamanla ölçülür. Örneğin; İstanbuldan Ankara’ya uçakla yarım saatte, otobüsle beş saatte, at arabası ile bir haftada gidebiliriz. Mesafe aynı olmakla beraber hızımız arttıkça gidiş zamanı göreceli olarak kısalır.
Atom çekirdeğinin içindeki elektronların kendi etrafında dönme hızı 10 üzeri 8 km/sn.dir. Saniyede 100 binkm.
Güneşin uzaklığı 150 milyon km.dir. Güneşin ışığı dünyaya 8 dk.da gelir. Sirius yıldızının ışığı 8 yılda dünyaya ulaşır. Işığın bize doğru gelmeye başlamasından bir yıl sonra yıldız yok olsa biz 8 yıl daha Sirius’u mevcut gibi görmeye devam edeceğiz.Yani bugün teleskopla gördüğümüz görüntü ışık; 8 yıl öncesine aittir. Yine teorik olarak oradan buraya bakan bir varlık da dünyanın 8 yıl öncesini görecektir. Teorik olarak çok yüksek kapasiteli bir teleskop ile bizden 100 ışık yılı ötede olan bir gezegendeki kişi bize bakabiliyor olsaydı 1.ci dünya harbini gözlemleyebilecekti.
İşte onun için” zaman görecelidir” kanunu vardır.
Işık hızı evrenimizdeki en son limittir. Saniyede 300.000 km. Evrenimizde bunun üstüne çıkabilmek mümkün değildir. Doğrusal bir düzlem üzerindeki son hızdır. Madde âleminde Zaman ve Hız nedeni ile illiyet –nedensellik, sebep-sonuç ilişkisi mevcuttur. Önce taş atarsınız sonra cam kırılır. Hız arttıkça, zaman kısalır.Işık hızında ise zaman sıfırdır.Yukarıdaki atılan taş örneğine göre ışık hızında taşın atılması ile camın kırılması aynı anda olacaktır.Hatta ışık hızını geçtiğimiz düşünülse bu durumda önce cam kırılacak sonra taş hareket edecekti. Bu ise İlahi İrade Kanunlarının dışına çıkmak demektir ki yeryüzünde bu asla mümkün olamayacaktır.
Evrenin hududu 9.5 trilyon km.olarak ölçülmüştür.
Bunun yanı sıra bilimin matematiksel, teorik olarak ölçümlediği belirlediği, yeryüzündeki mevcut fizik kurallarının geçerli olmadığı adına Metafizik,  fizik ötesi denen bir evren de mevcuttur.
Aynı şekilde atom, atomun parçacıkları nötron, proton gibi mikro kozmosa doğru sonsuz derecede küçülen cevherler de (KUVARKLAR),  sonunda enerji parçacıkları haline dönüşerek yine sonsuz büyüklük olan “HİÇLİK” lere ulaşırlar, onların içinde yer alırlar. Böylece bir nev’i dairesel hareket diyebileceğimiz ama nasıl olduğunu dünyadaki algılayabilme gücümüzle asla anlayamayacağımız BÜTÜN (Tasavvufta ki  “DEVİR” hadisesi) adeta tamamlanmış olur. İleride göreceğimiz gibi bütün maddi değerler, manevi değerlerin kendi etrafında akıl almaz bir hızla dönerek oluşturdukları enerji sistemlerinden meydana gelirler.
Spritüalizmde de Evrenin, yani makro kozmos’un da ötesine gidilince “HİÇLİK” âlemi başlar. Hiçlikten maksat maddenin (kaba, bedenli varlıkların) olmadığı enerjilerden oluşan subtil bir (manevi) âlem demektir.
Ezoterik bilgilerin “HİÇLİK” âlemleri diye adlandırdığı bu âlemleri; Bilim paralel Evrenler, TAKYONİK âlemler olarak adlandırmıştır. Takyon; Yunanca hayalet, gölge anlamına geliyor.Yani yeryüzündekinden tamamen farklı olan, maddenin, zamanın, mekânın olmadığı âlemler.
Hiçlik âlemindeki varlıkların hızı ışık hızının da üzerindedir. Çünkü yer değiştirebilme hızları “düşünce hızındadır ”Saniyede ancak 20-40 defa yer değiştiren veya titreşen cisimleri ancak görebilen insanoğlunun gözü bu hız ve titreşimdeki varlıkları değil çıplak gözle veya bir araçla gözlemleyebilmesi, algılayabilmesi dahi mümkün değildir.
Toronto üniversitesinden Prof. Yusuf Mürüvve’nin  ifadesi ile;
“Manevi alemin bu sürekli hareketi ve akıl almaz hızı çevremizde bir anda olup biten ilahi ve melâike (meleklerle ilgili) gizli olayları sınırlı insan gözünün neden görmesine olanak olmadığını bize açıklamaktadır. Kur’anı kerimde adı geçen melekler ve cinlerin hızı en az ışık hızına eşit olduğu bir gerçektir. Dolayısı ile insanların onları algılamaya olanakları yoktur. Algılayamamak, bu âlemlerin olmadığı anlamına gelmez.” Prof.Yusuf Mürüvve. İzafiyet teorisi ve Kur’an ilkeleri Toronto/ Kanada)
Bu gerçeği Kur’an Ehram suresi 102 ayette okuyoruz. “ Gözler onu göremez, ona yetişemez”
Vakıa Suresi 85 ayet : “Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz göremezsiniz”
Uhrevi âlemlerdeki varlıkların hareket hızı, düşünce hızında yani ışık hızının çok üstündedir. Orada farklı bir zaman geçerlidir.
Buraya kadar verdiğimiz örneklerle belirtmek istediğimiz Spiritüalizmin kendi metotları ile çok daha önceden haberdar olduğu bu âlemleri bilimin ancak son yıllarda Metafizik olarak belirlenmiş olduğuna dikkatinizi çekmektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KADER VE MUKADDERAT NEDİR / A.ERSİN

sevgi ve cinsellik 3

Ruhsal gelişim ve Realite kavramı