BİLİNÇLİ ÖZGÜRLÜK 3

1.VE 2.NİN DEVAMI


Özgürlük, belirli ölçüde bir oto kontrol mekanizmasına sahip olmayı gerektirir. Çünkü bizim dışımızda bizi kontrol edecek kimse olmadığı için bütün davranışlarının bilincinde olmak zorundayız. Aksi halde zihnimiz egomuza bağlı olarak bizi hep haklı çıkarma adına yanlışlara yöneltir. Sorumluluktan uzaklaşmak için bahaneler yaratır. Köle kalmanın rahat ve kolay tarafını gösterir. Bu ise bütün sorumluluğu kadere, Tanrıya, çevreye, alın yazısına, kurallara, diğer kişilere atarak yaratılan mazeretlerin arkasına saklanmaktır. Böylece birey, zihnin oluşturduğu mazeret zincirleri ile yaşarken diğer taraftan da bu zincirlerden şikâyet edebilecek ve kendi kendini aldatarak bir köle olarak yaşamını sürdürecektir.
Kendi kendisine söz geçiremeyen, iradesi yetersiz kişi asla özgür olamaz. Bu kişi tutkularının, duygularının, bedeninin, hatta fikirlerinin kölesidir. Özgür insan olma yolunda bilinçlenmesine, manevi (içsel ) gelişmesine yardımcı olacak yolları arayan, zorlayan kişi kendi kendisinin efendisi olur, özgür insan olur.
Köleliği seçmek de -bilinçli olmasa da-  gene bizim yaptığımız, bir tercihtir ve her tercih gibi bir karardır ve yine sorumluluğu bize aittir.
Mazeretler arkasına saklanarak değil, her zaman sorumluluğumuzun olduğunu bilerek eyleme girişmeli ve giriştiğimiz bu eylemin sonuçları olumsuz da olsa, bize veya çevremize  başlangıçta düşünemediğimiz zararlar da vermiş olsa, sonucu mertçe, dürüstçe kabul etmeliyiz.. Bu durumda yapılması gereken tek şey bu sonuçtan ilerisi için bir ders çıkartabilmektir. İşte o zaman sorumluluk almaktan kaçan kişi şu veya bu şekilde köleliği kabul edendir.
Birey doğruları kendi bilincinde bulmalıdır. Önce gerçek kişiliğini eğrisi ve doğrusu ile bulmaya, tanımaya çalışmak gerekir. Bunun için hangi konuda olursa olsun adeta içine bir ayna tutarak bütün  şartlandırılmaların, koşullandırmaların, ön yargıların etkisinde kalmadan, egonun, oluşmuş benliğinin  zincirlerini kırarak önce kendini tanımalı, kendini bulmalı, sonra “aklı hür, vicdanı hür, fikri hür” bilinçli bir birey olmalıdır.!
Bireyin sosyo-ekonomik gücü, şöhreti vs. kafesinin parmaklıklarıdır Özgür bir bilinç için kafesten çıkmak gerekir. Ama kafesin rahatlığı, güvencesi, hiçbir içsel gayrete, mücadeleye gerek göstermeden bizi yaşatıyor olmasının aldatmacası vardır. Bu parmaklıklara bağlı kalmak bilincimizin dolayısı ile ruhumuzun özgürlüğüne açılan kapıyı kapatmak demektir. Beden ve bedenin sarıldığı parmaklıklar yok olup gidecektir, ama sonsuz yolculuğuna devam edecek olan bilinçtir.

Özgür insan özgür bir bilince sahip olan, hiçbir zaman, hiçbir şart altında kendisini ve başkalarını aldatmayan, gerçeği saklamayan ve ona dürüstlükle bağlı kalabilen, düşünceleri ile eylemleri aynı olan “Aklı hür, Vicdanı hür”  insandır. Aral Ersin  Tekâmül yolcusu 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KADER VE MUKADDERAT NEDİR / A.ERSİN

sevgi ve cinsellik 3

Ruhsal gelişim ve Realite kavramı