BİLİNÇ GELİŞTİRME VE AYDINLANMA UYGULAMALARI 2


1.ci bölümün devamı..

Tanrı buyruğu olan “ insan kendine emanet edilmiştir” sözü işte bu gerçekleri vurgulamak içindir. Var oluşun, insanoğlunun yeryüzüne inişinin nedeni bu sözde saklıdır.
Burada Tibetli bir Ustadan alıntı yapalım.
Geshe Chekawa’nın bilinç reformunu uygulama prensipleri;
1.Ego’nun emrindeki zihnin aldatmacalarından kaynaklanan, yaşamımızın her anını etki altına alan ruhsal bağımlılıklarımıza izin vermemek
2.Olumsuz alışkanlıklarımızın önünü keserek ruhumuzda yerleşik olan erdem tohumlarını beslemek
3. İçtenlikle olumsuz alışkanlıkları, olumlu olanlara dönüştürmeye gayret etmek
4. Başkalarını yüceltme arzusunu geliştirmek
Bu prensipleri uygulamak için;
1. Tutarlı, özenli ve tarafsız olmak, peşin hükümlerden sakınmak.
2. Bütün bağımlılıkların oluşturduğu şartlandırmalardan kurtulmak.
3. Ön koşullanmaların oluşturacağı mazeretlere sığınmamak, bunlardan doğan eğilimlere karşı önlem almak.
4. Karşılaşılan bütün güçlüklere karşı bilinçli olarak en doğru davranışı sergilemeye çalışmak sonra olaylar ve İnsanlar hakkında derin ve çok yönlü analizlerle  kanaatimizi sentezlemek.
5. Dışarıdan gelen rastlantılara güvenmemek.
6. Davranışlarınızda doğal kalmak.
7. Başkalarının yanlışlarını eleştirmemek. “ Hüküm Allah’a aittir” (Unutmayalım ki Yaratan dışında herkes noksandır. Kimse diğerinden üstün değildir.)
8. Sorumluluğunuz gerektirmedikçe başkalarının işine karışmamak.
9. Ödül beklememek
10. Kendimizi eleştirmek ve kin tutmamak
11. Kötü amaçlarla insanları kızdırmamak
12. Başkalarını açığını kollamamak, onları zor durumda bırakmamak Başkalarının önünde zayıf noktalarını öne çıkarıp onları küçük düşürmemek
13. Sürekli olarak ön plana çıkmaya çalışmamak
14. Başkalarını acısına sevinmemek
15. İçtenlikle özür dileyenleri bağışlamak
16. Tüm varlıkların tam aydınlanmaya ve tüm mutluluğa hakkı olduğunu bilmek
17. Olaylar ve İnsanlar hakkında derin ve çok yönlü analizlerden sonra kanaatimizi sentezlemek
Gerek Budizm de gerek Tasavvuf’’ ta söylendiği gibi yeryüzünde tekâmül etmekte olan âdemoğlu henüz  “beşer”  safhasındadır yani içinde “şer” denilen olumsuzlukları da yapısında saklamaktadır. Adeta ileride dal budak salacak, meyve verecek, çiçek açacak bir ağacı oluşturacak tohum gibidir. Nasıl tohum olmadan ağaç olmak mümkün değilse, insanda ileride ağaç olacak bir tohum gibidir.
Buda bunu şöyle bir örnekle ifade eder.” Çamurdan korkmaya gerek yok. Nilüfer’in kökleri çamurdadır,  ama gelişip çok güzel çiçek verir. Çamurun içinde olmaktan korkmayın, çünkü bu çamurun içinden yükselerek çiçek vermek bizim elimizde.. Çamur olmazsa Nilüfer çiçeği de olmaz.”
İşte Ruhsal Tekâmülü içeren bu sözlerin içinde saklı olan;
1.Bize verilen tüm ön bilgilerden, yargılardan, şartlandırmalardan sıyrılmak. ( bu hususta Kur’anın Ankebut/8 ayeti de aynı şeyi söylemektedir.) “Anne ve babalarınızın size söylediklerini aynen kabul etmek yerine ÜZERİNDE DERİN DÜŞÜNÜN “
İnsanları inandıklarından vazgeçirmek, inandırmaktan daha zordur”.Hz.Muhammed
2. Kadın ve Erkek birbirine eşittir. Erkek kadından üstün değildir. Kadın ve Erkek bir bütünü tamamlayan iki yarımdır.
3.Çiçek açmak isteniyorsa çamurdan korkmamak gerekir. İçimizdeki olumsuzlukları tanımaktan korkmayalım. Ancak o zaman onlardan kurtulmanın yollarını arayabiliriz.aral.ersin@gmail.com

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KADER VE MUKADDERAT NEDİR / A.ERSİN

KADER VE MUKADDER Kader nedir? Mukadderat nedir? Ne anlama gelmektedirler? Aynı anlam ve oluşumlar mı? Yoksa birbirlerinden farkları var mı? Varsa bu farklar nelerdir? Bu iki ifadeyi duruma göre bazen   “gelecek, kısmet” anlamında,    bazen de başımıza gelenleri cevaplayamadığımız, anlam veremediğimiz durumlarda “alınyazısı” anlamında otomatikman kullanırız.   Gerçekten de bugün bu iki tanım bir birinin içine geçmiş durumdadır. Bu kelimelerin taşıdıkları gerçek anlamlar nelerdir? KADER;   İnsanın sebep-sonuç ilişkisi çerçevesindeki tekâmül, gelişim yoludur. Bireyin yaşam yolculuğundaki ruhsal gelişimi için deneyimlemesi gerekli olan olaylarla karşılaşma ve onları aşmasını öğrenme sürecidir. Birey bu süreçte akıl ve iradesi ile aldığı ve uyguladığı kararlarla yaşam planını gerçekleştirir. Yaptığı seçimler doğru ise doğru sonuçlara ulaşabilir, karşısına çıkan problemleri aşabilir, yahut yanlış seçimlerle yaşamını daha zor hale getirebilir. İşte b...
Devamı

sevgi ve cinsellik 3

bilinçli sevgi, sevgi ve aşk bölümlerinin devamıdır..  Sevgi ve Cinsellik Seks; Sevgi enerjisinin en düşük frekanstaki halidir. Sevginin üremeye yönelik bir türevi, bedensel işlevidir. Seks,   uhrevi âlemlere uzanan sevgi merdiveninin ilk basamağıdır. Seks, insanların sevgiyi bedensel anlamda deneyimleyerek manevi anlamdaki şefkati öğrenebilmelerine olanak sağlayan bir yolun başlangıcıdır. İnsanları cinsel yakınlaşmaya iten, birbirlerine çeken cazibedeki ana faktör, farkında olmadan sevgiyi paylaşma isteğidir. Öteki ile bir olma isteği sevgi ile olursa, ruhu doyuran, kişiyi en büyük mutluluğa yücelten bir motivasyon, etken olur.Ama sevgisiz bir cinsel beraberlik hiçbir zaman ruhen doyurucu olmayan,aksine insanda bir boşluk,eksik kalmış bir tatminsizlik duygusu uyandırıcı yapıdadır. Sevgisiz cinsel ilişkilerde bu tatmini bulamayanlar bir sevgiliden diğerine, uyuşturucudan, cinsel bozukluk içeren davranışlara kadar koşuşturmakta, bilinçsizce sevginin oluşturacağı ruh...
Devamı

Ruhsal gelişim ve Realite kavramı

Realite: /aral ersin “Realite, insanların inanarak doğru olduğunu savundukları değerler, sahip oldukları bu değerlerle yaşama bakış açıları, bu bakış açısından insan ilişkilerini ve olayları değerlendirmeleridir. Her birey yaşamını kendince doğru olduğuna inandığı, sahip olduğu bu değer yargılarına, bu bakış açısına bağlı olarak değerlendirerek yürütür. Çünkü onun doğruları ne ise eylemi de o olacaktır.   İnsanlar arasındaki ruhî değer ve olgunluk farkları, realite farklarından hâsıl olan değişik bilgi ve görüşler halinde dünya hayatlarına akseder. Dünyada tıpatıp aynı düşünen, hisseden iki insan mevcut değildir. Çünkü her bireyin ulaşmış olduğu tekâmül seviyesine bağlı olarak realitesi de farklıdır. Böyle oluşunun sebebi mutlak tekâmül kanunu esaslarının icap ettirdiği bir sonuçtur Diğer taraftan insanlar bazı hassalarını, diğerlerinden daha fazla tekâmül ettirmiş olabilirler. Meselâ hainliğini azaltarak daha üstün realitenin seviyesine erişen bir insan, son derece egoist ...
Devamı