BİLİNÇLİ GELİŞTİRME ve BİLİNÇLİ YAŞAM (özet)
Önceki bölümlerin özetidir..ARAL ERSİN
Tekâmül yolunda BİLİNÇLİ
YAŞAM nefsin arındırılma, bunun içinde farkındalığın, idrakin geliştirilmesi
sürecidir.
Çevre ile olan bağımlılıktan kopmadan,
tersine bu bağımlılık sorununu genişlemesine ve derinlemesine tam olarak
duyarlılıkla algılayabilmek, BÜTÜN’ün, EVREN’inbir parçası olduğumuz gerçeğinin
farkındalığına varabilmek, görebilmek, anlayabilmektir.
Yaşantımızı, uğraşılarımızı, ilişkilerimizi
daima AKIL+MANTIK+VİCDAN terazisinde tartarak bilincimizi, realitemizi,
irademizi, liyakatimizi yükseltmektir.
Tekâmül yolu keşiş olup dağ tepelerinde ömür
geçirmek değildir. Toplum içinde farkındalıkla yaşayıp, yaşam deneyimleri ile
idraki ve görgüyü arttırarak olgunlaşmaktır.
Aksi halde sadece yaşlanırsınız, ama olgunlaşmış olmazsınız. İnsanoğlu
yeryüzüne ruhu ile bilinci ile gelir. Ego doğumdan itibaren başlayan süreç içinde
çevresi tarafından kişiliğine yazılmaya başlar. Bu gerçeğin bilincinde olarak
bize öğretilen bütün değerleri tarafsızca sorgulamasını öğrenmek gerekir.
Maide / 104: “Atalarımızdan gördüğümüz, öğrendiğimiz
bize yeter demeyin !”
Daima yeni
bilgilere açık olun. Akıl+ Mantık+ Vicdan (ahlak) süzgecinden tarafsızca
geçirerek bilgilerinizi ve kendinizi geliştirin yenileyin. Eskide kalmayın!
Ruh sonsuza
kadar devam edecek olan tekâmül yolculuğunun özü, var oluşun kendisidir. Ego
ise, sadece yeryüzüne ait olan benliğin yapılanmasıdır.
Tekrar
söyleyelim ki Ruh, ‘Öz’dür. Ego ise işlevseldir, fonksiyoneldir. Ben kimim?,
sorusuna vereceğimiz cevap; mühendis, iş adamı, ebeveyn, çocuk, zengin, fakir
vs. ise bu bizim yeryüzündeki fonksiyonlarımız, işlevimizdir, ama asla gerçek
özümüz değildir.
Daha önce de
ifade edildiği gibi Ölen kişi, Ego’nun işlevsel değerlerini değil, ruh dediğimiz öz enerjisini ve Ruh’un
hafızası olan bilincini götürecektir. İşte; Bilincini evrensel ahlaki değerlerle
zenginleştirirken olumsuz duygularını da (kin, haset,nefret,kıskançlık,
zalimlik vs.) kontrol altına alıp sadece olumlu ( sevgi, şefkat, hoşgörü, adil)
duygulara sahip olmaya çalışan kişi ‘Gerçek ÖZ’Ü ‘nü Ruhsal‘ÖZ’ünü
geliştirerek, manevi özgürlüğe, Tekâmüle uzanır.
Manevi
özgürlük, bireyin bilinç düzeyi ile orantılıdır. Bilinç ise; Ruh’un tekrarlayan
pek çok doğumlarla oluşan genel hafızasıdır. Bir anlamda Ruh’un diğer yüzüdür.
Bilincin düzeyi, Ruh’un yükseklik derecesidir
Zihnimiz nefsimize,
egomuza bağlı olarak bizi hep haklı çıkarma, bize menfaat sağlama adına genelde
yanlışlara yöneltir. Sorumluluktan uzaklaşmak için bahaneler yaratır. Köle
kalmanın rahat ve kolay tarafını gösterir. Bu ise bütün sorumluluğu kadere,
Tanrıya, çevreye, alın yazısına, kurallara, diğer kişilere atarak yaratılan mazeretlerin
arkasına saklanmaktır. Böylece birey, zihnin oluşturduğu mazeret zincirleri ile
yaşarken diğer taraftan da bu zincirlerden şikâyet edebilecek ve kendi kendini
aldatarak bir köle olarak yaşamını sürdürecektir.
Köleliği
seçmek de yine bizim yaptığımız, bir tercihtir ve her tercih, bir karardır sorumluluğu da yine bize aittir.
Mazeretler
arkasına saklanarak değil; her zaman
sorumluluğumuzun olduğunu bilerek eyleme girişmeli ve giriştiğimiz bu eylemin
sonuçları olumsuz da olsa, bize veya çevremize başlangıçta düşünemediğimiz
zararlar da vermiş olsa sonucu mertçe, dürüstçe kabul etmeliyiz Bu durumda
yapılması gereken tek şey bu sonuçtan ileride aynı yanlışı yapmamak için bir
ders çıkartabilmektir.
Baktığını gören, gördüğü
üzerinde düşünebilen, duyguları ile mantığını dengeleyebilen yani duyarlılıkla
algılayıp davranabilen ve gerektiğinde düşündüğünü cesaretle uygulayabilen,
eyleme veya dile getirebilen olabilmektir.
not: Bu konularda daha fazla bilgi için blog daki diğer bölümlere bakabilirsiniz.
A.Ersin Tekâmül yolcusu kader ve Mukadderat Arasında BİLİNÇLİ YAŞAM kitabımdan alınmıştır.aral.ersin@gmail.com
Yorumlar
Yorum Gönder